KFN HABERLERİ ÖZEL
Göktaşı Tehdidine Karşı Radikal Çözüm: NASA, Son Çare Olarak Nükleer Bomba Kullanımını Değerlendiriyor!WASHINGTON - İnsanlığın uzayın derinliklerinden gelebilecek potansiyel tehlikelere karşı savunma mekanizmaları, bilim kurgu filmlerini aratmayan senaryolarla gelişmeye devam ediyor. KFN Haber Ajansı'nın edindiği bilgilere göre, NASA'nın Gezegensel Savunma Koordinasyon Ofisi (PDCO), Dünya için tehdit oluşturabilecek büyük bir göktaşını saptırma senaryoları arasında, son çare olarak "nükleer bomba" seçeneğini ciddi bir şekilde simüle ediyor ve araştırıyor.

DART Misyonu Bir Başlangıçtı, Peki Ya Sonrası?
Geçtiğimiz yıllarda başarıyla tamamlanan DART (Çift Asteroid Yönlendirme Testi) misyonu, bir uzay aracının bir göktaşına kasıtlı olarak çarptırılarak yörüngesinin değiştirilebileceğini kanıtlamıştı. Bu "kinetik çarpma" yöntemi, küçük ve orta boyutlu göktaşları için birincil savunma stratejisi olarak kabul ediliyor. Ancak bilim insanları, DART misyonunun hedefi olan Dimorphos'tan katbekat büyük, şehirleri hatta kıtaları yok etme potansiyeline sahip dev bir göktaşıyla karşılaşılması durumunda bu yöntemin yetersiz kalacağını belirtiyor.İşte bu noktada, yıllardır Hollywood filmlerine konu olan nükleer seçenek devreye giriyor.
Amaç Yok Etmek Değil, "İtmek"
NASA ve Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı gibi kurumlardaki uzmanların üzerinde çalıştığı senaryo, göktaşını milyonlarca parçaya ayırarak yok etmek değil. Böyle bir senaryo, Dünya'ya yönelen tek bir büyük kaya yerine, radyoaktif serpintiyle kaplı binlerce küçük parçadan oluşan bir "şarapnel bulutu" yaratma riski taşıyor ve bu durum çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir.Bunun yerine geliştirilen strateji, "nükleer stand-off" (mesafeli patlatma) olarak adlandırılıyor. Plana göre, nükleer başlık taşıyan bir uzay aracı, tehdit oluşturan göktaşının yakınına gönderilecek. Bomba, göktaşına çarpmadan, yüzeyinin hemen üzerinde patlatılacak.
Patlamayla ortaya çıkan muazzam X-ray ve nötron radyasyonu, göktaşının yüzeyindeki materyalin bir kısmını anında buharlaştıracak. Bu buharlaşan materyal, roket itkisine benzer bir kuvvetle yüzeyden dışarı doğru püskürerek göktaşını ters yöne doğru itecek. Bu milimetrik yörünge değişikliği bile, milyonlarca kilometrelik uzay yolculuğu boyunca göktaşının Dünya'yı güvenli bir mesafeyle ıskalamasını sağlamak için yeterli olacak.
Riskler ve Uluslararası Hukuk
Bu plan, her ne kadar kağıt üzerinde mantıklı görünse de beraberinde büyük riskler ve hukuki tartışmalar getiriyor.- Parçalanma Riski: Göktaşının yapısı tam olarak bilinmiyorsa, nükleer patlamanın yarattığı şok dalgası, onu itmek yerine beklenmedik bir şekilde parçalayabilir.
- Uluslararası Anlaşmalar: 1967 tarihli Dış Uzay Anlaşması, uzayda nükleer silahların konuşlandırılmasını yasaklıyor. Böyle bir misyonun hayata geçirilmesi için Birleşmiş Milletler düzeyinde olağanüstü bir uluslararası fikir birliği ve yasal düzenleme gerekebilir.
- Teknolojik Zorluklar: Tehdidin tespit edilmesi ile müdahale arasında genellikle yıllar, bazen de aylar gibi kısıtlı bir süre olabilir. Bu kısa sürede böyle karmaşık bir misyonu hatasız bir şekilde tasarlamak ve uygulamak, mevcut teknolojiyle bile büyük bir meydan okuma.
Sonuç olarak NASA, insanlığı dinozorların kaderinden korumak için her olasılığı değerlendiriyor. Nükleer bomba seçeneği şimdilik sadece bir acil durum senaryosu olsa da, bu yönde yapılan araştırmalar bile gezegenimizi koruma konusundaki ciddiyeti gözler önüne seriyor.
Peki Siz Bu Konuda Ne Düşünüyorsunuz?